Ürün Açıklaması
“Pencerenin önü her zamankinden daha soğuk bugün. Artık bu geniş pencerelerin önünde fazla oturamıyorum. Kış geliyor da, ben ne zamandır yazları da üşüyorum. Hava karanlık ve gri yine. Yağmur, bulutlarda asılı. Sütten kesilmiş meme gibi şişkin bulutlar. Gökyüzü gülmüyor, martılar gülmüyor, insanlar gülmüyor. Şehir gülmüyor artık, derinlerden gelen çığlıklar kulaklarımı sağır ediyor. Feryat figan insanlar, şehir denen döngünün kısırlığında mahkum. Mesai denen zorbanın, karın tokluğuna çalışan müritleri. Hoş, çoğunun karnı da doymuyor artık ya, söz gelişi işte. Şehir top yekun harekette, lakin bulutlar hareketsiz, yağmur kana karışmaya isteksiz
Şimdi sessiz olma zamanı.
Gri buluta değil, arkasındakine bakma, merak etme, bulutla bir olma zamanı. Griliğin içinden fokstrot yaparak gelen kuşları izleme zamanı. Şimdi, yalnız sessizliğin sesini dinleme zamanı. Öyle gürültülü ki hayat, kendi sesimizi kaybettik çoktandır. Şimdi sessizlik içinde kendi sesini bulma zamanı.”
Tijen Özer, bu kitabında yalnızların ve zaman zaman da olsa yalnız hissedenlerin öykülerini anlatarak, onların sessiz kalplerine tercüman oluyor. Her insanın, er ya da geç, hayatının bir yerinde yalnızlıkla yüzleşeceği gerçeğinden yola çıkarak ve insanın kendi özüyle ancak kendi yalnızlığında buluşabileceğine olan sarsılmaz inancıyla, yorgun ruhları, tüm ağırlığına, zorluğuna ve dışlanmışlığına rağmen, yalnızlığı kucaklamaya, yalnızlığın sessizliğinde dinlenmeye ve kendini yalnızlıkta bulmaya davet ediyor.
Yazar Hakkında
1973’te İstanbul’da doğdu. Ortaokul ve liseyi, Kadıköy Anadolu Lisesinde okudu. 1990 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümünü kazandı. 1993 yılında, henüz öğrenciyken çalışma hayatına atıldı. 1994 yılında üniversiteden mezun oldu ve uluslararası lojistik sektöründe çalışma hayatına devam etti. 16 yıl boyunca çeşitli kademelerde çalışıp yükseldi. Bu arada evlendi, 4 yıl evli kaldıktan sonra anlaşamayarak ayrıldı. 2007 yılında kendi şirketini kurdu. İş hayatı boyunca dünyanın pek çok ülkesine seyahat etti, çeşitli kültürleri tanıma fırsatı buldu. 2018 yılında geçirdiği ve tedavisi uzun süren bir rahatsızlık sonucu 2019 yılında şirketini tasfiye etti. Bir süre daha, yönetici olarak farklı şirketlerde çalıştı. 2020 yılında iş hayatını noktalayarak Antalya’ya yerleşti. Halen Antalya’da yaşıyor; bir yandan koçluk ve eğitmenlik yapıyor, bir yandan yazmaya devam ediyor.
Okuma ve yazmayı öğrendiği andan itibaren, okumaktan ve yazmaktan hiç vazgeçmedi. Tüm yaşamı boyunca, pek çoğunu beğenmeyip yok ettiği yüzlerce öykü, deneme ve şiir yazdı. 13 yaşındayken yazdığı bir tiyatro oyunu ile, Devlet Tiyatroları Oyun Yazma Yarışmasına katıldı. 2006 yılında, oyuncusu olduğu amatör tiyatro grubu Lö Tiyatro ile birlikte, kendi yazdığı “Eyvah Kafam Karıştı” isimli oyunu sahneledi. 2012-2013 yıllarında, ünlü bir yazar ve eleştirmenden yaratıcı yazarlık dersleri aldı. İlgi alanı olması dolayısıyla, insan psikolojisi ve davranışlarını konu alan, farkındalık yaratan yazılara yöneldi. Açtığı bloglar ve bazı dijital platformlarda yazıları yayımlandı. İç yolculuğunu anlattığı otobiyografik kitabı “Merhaba Sevgili Ruhum”, 2021 yılında e-kitap olarak yayımlandı. Yazarın en büyük dileği, hayatı boyunca yazmaya devam edebilmek.