Ürün Açıklaması
-Tilki amca, lütfen yeme onu! Biliyorum günlerdir açsın, fakat yanımda gördüğün şu dedem çok hasta ve bir an önce bir şeyler yemezse başına kötü şeyler gelebilir.
Haydi! Ne olur elindeki şeker pancarını bize ver!
/Buz Tutmuş Şeker Pancarı
* * *
-Hey, mavi tüylü! Bu işe bir son ver ve burayı terk et!
Hiç heveslenme, çünkü onu ilk önce ben gördüm!
Ve yalnızca fındığı ilk gören sincap, onu midesine indirebilir…
Bunu duyan mavi tüylü sincap hızlıca konuşmaya başladı:
-Onu ilk gören sen misin? Ha ha ha, güldürme beni!
/Yeryüzünün En Güzel Fındığı
* * *
İçindeki çocuğu kaybetmemiş olan ‘‘büyüklerin’’ de kitabı…
Yazar Hakkında
Ey minik dostum! Merhaba. Elinde ‘‘sıradan’’ bir kitap tutmuyorsun, öncelikle bunun farkında ol. Hem bir şeyin daha farkında olmanı isterim: Bu kitabı yalnızca senin gibi ‘‘minikler’’ tutmuyor ellerinde; yaşı epey ‘‘büyük’’ olan dostlarımız da şu an bu kitabı ellerinde tutuyorlar. O hâlde onları da selamlayalım: Ey ‘‘büyük’’ dostlarım! Sizlere de merhaba. Bu bölümde ‘‘kendimden’’ bahsedeceğim, biliyorum. Burada kendimi tanıtacak da olsam ‘‘sıradan’’ bir giriş yapmak istemedim; sana, kitaba ve geçen şu zamana biraz ‘‘farklılık’’ katmak istedim… Yeterince ‘‘farklılık’’ kattıysam zamana, sana ve kitaba, o hâlde biraz kendimden bahsedeyim:
Ben 1995 yılında Ankara’da doğdum. Çok küçük yaşlarımdan itibaren kitaplara merak saldım; onlar bana hep ‘‘bambaşka’’ nesnelermiş gibi gelirdi. Kapaklarını açıp içlerindeki satırları okumaya başladığımda ise hem kemiklerimi buz kestiren hem de en derinlerime kadar yakan ‘‘esrarengiz’’ âlemlerin içinde buldum kendimi… O esrarlı âlemler, ne kadar da eşsizdi! İçinde yaşadığım ‘‘hoyrat’’ ve ‘‘örseleyici’’ dünyaya asla benzemiyorlardı. Ne zaman hayatın tokadını yesem, o ‘‘sır dolu’’ kitaplara sığındım; belki başımı okşarlar diye… Ve her seferinde de okşadılar! Kitapların başını okşadığı birisi, nasıl olur da ‘‘incelikten’’ uzak kalabilir? Bu yüzden ‘‘yazmaya’’ başladım; uzun zamandan beridir de ben defterleri kovalarım, defterler beni kovalar… Hoş, artık defterlere elimizi sürmüyor, her işimizi bilgisayarlardan hallediyoruz; ama yine de sürüyor kovalamaca… Bana göre yazmak, bir ‘‘beyin ameliyatı’’ yapmaktır! Aslında hem ‘‘yazan’’ hem de yazılmış olanı ‘‘okuyan,’’ bu beyin ameliyatına maruz kalır. Ve bu asla kötü değildir; çünkü, içinde soluk alıp verdiğimiz şu hayat, derinlemesine bir ameliyat geçirmekten uzak kalacak kadar ‘‘anlamsız’’ değildir…
Şimdiye dek -bu eserle beraber- 7 adet kitabım piyasaya çıkmıştır. Kitaplarımı yalnızca tek bir amaç uğruna yazdım: Kalbimi ve ruhumu temizlemek! Benden kilometrelerce ötedeki ‘‘herhangi bir insana’’ iyilik yapmak ve yüce bir işin altına imza atmak istedim; hepsi bu! Ben, kendime verdiğim sözleri tuttum ve kitaplarımı yazma sürecinde arınmaya çalıştım. Şimdi sıra sende ey okuyucu! Şimdi ‘‘arınmanın’’ zamanı geldi…
YAZARIN DİĞER KİTAPLARI
– Ateşten Asa
– Ruhlar Panayırı
– Ölüm Gecesi
– Maskeler ve Çehreler
– Gökyüzü Konuşmaları
– Teleskobumla Uçuyorum